Sessiz Çığlık: Ağustos’ta 29 Kadın Yaşama Veda Etti

Kadınların Hayatına Kast Eden Şiddet
Türkiye’de kadına yönelik şiddet ne yazık ki her ay yeni acı tablolarla karşımıza çıkıyor. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun açıkladığı Ağustos 2025 verilerine göre, 29 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Ayrıca 28 kadın da şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Bu rakamlar, toplumun yarısını oluşturan kadınların yaşam hakkının hâlâ ciddi tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor.
Cinayetlerin Nedenleri ve Görünmeyen Gerçekler
Rapora göre, kadın cinayetlerinin önemli bir kısmı, boşanma ya da ilişkiyi sonlandırma isteği nedeniyle işlendi. Bu durum, kadınların kendi hayatlarına dair verdikleri kararların dahi şiddetle engellendiğini gösteriyor.
Bunun yanı sıra:
- Maddi anlaşmazlıklar,
- Aile içi baskılar,
- Toplumsal cinsiyet rolleri,
kadınların hedef haline gelmesine yol açıyor.
18 cinayet vakasının nedeni ise “belirsiz” olarak kayıtlara geçti. Bu da soruşturmalardaki şeffaflık sorununu ve adli sürecin yetersizliklerini gözler önüne seriyor.
Kadınların Güvenlik Alanları Daralıyor
Kadınların yaşam hakkı sadece özel hayatlarında değil, kamusal alanda da tehdit altında. İş yerinde, sokakta, hatta evlerinde şiddete maruz kalan kadınlar, güvenli alanların yokluğuyla baş başa kalıyor.
Şiddetin sadece fiziksel değil; psikolojik, ekonomik ve dijital boyutlarının da olduğunu unutmamak gerekiyor. Kadınlar çoğu zaman susturuluyor, ekonomik bağımsızlıkları kısıtlanıyor veya sosyal çevrelerinden izole ediliyor.
Yasal Süreçlerdeki Eksiklikler
Türkiye’de kadınları korumaya yönelik kanunlar mevcut olsa da, uygulamada ciddi eksiklikler bulunuyor.
- 6284 Sayılı Kanun, kadınların korunması için önemli bir adım olsa da, çoğu zaman yeterli uygulanmıyor.
- Koruma kararlarının denetimsizliği, faillerin kolayca yasağı ihlal etmesine sebep oluyor.
- Adalet süreçlerinin yavaş ilerlemesi, mağdurların daha da savunmasız kalmasına yol açıyor.
Toplumsal Dönüşümün Gerekliliği
Kadın cinayetlerini yalnızca hukuki önlemlerle çözmek mümkün değil. Bu sorunun kökünde toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatıyor.
- Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesi,
- Medyada şiddeti romantize etmeyen, farkındalık yaratan içeriklerin üretilmesi,
- Erkek çocuklarının küçük yaşta eşitlikçi değerlerle yetiştirilmesi,
uzun vadede şiddetin azalmasına katkı sağlayacaktır.
Sessiz Çığlığı Duyabilmek
Her ay onlarca kadın, isimleri haberlerde kısa bir süre yer aldıktan sonra unutuluyor. Oysa ki bu kayıplar, bir toplumun vicdanında açılan derin yaralar. Kadınların hayat hakkı, siyasi görüşlerden, toplumsal kutuplaşmalardan, bireysel çıkar hesaplarından bağımsız olarak savunulması gereken evrensel bir değerdir.
Umut ve Mücadele Birlikte Büyümeli
Kadınların özgürce yaşadığı, şiddetsiz bir gelecek ancak devletin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin birlikte hareket etmesiyle mümkün olabilir. Ağustos 2025 verileri, sadece bir istatistik değil; arkasında yarım kalmış hayatlar, yıkılmış aileler ve suskun kalmış bir toplum var. Bu sessiz çığlıkları duymak ve harekete geçmek hepimizin sorumluluğu.













Henüz yorum yapılmamış.